İsraf lüzumsuz ölçüsüzlüğün adıdır. Bir şeyin lüzumundan fazlasının kullanılmasıdır.
Bir hadiste peygamberimiz:’’ insanın her canının çektiğini yiyip içmesi israftır’’ buyurur. (Ramuz el-Ehadis:131/10)
İnancımızda hayırda bile israf olmaz.
Allah Kur’an’da ve bir çok yerde israftan kaçınmamızı emrediyor.
Peygamberimiz:’’komşusu aç iken tok yatan bizden değildir.’’ Demiyor mu?
Sahabe’nin karınlarına açlığı hissetmemek için taş bağladıklarını
düşünürsek Firavun sofraları kurmanın Müslümanlıkla bağdaşmayacağı
bilinmelidir.
İsrafın sebepleri neler olabilir?
Her insan israf etmez, israfın bazı sebepleri şunlar olabilir:
-Eğitimsizlik,
-Düşük kaliteli üretim,
-Gösteriş düşkünlüğü, lüks hayat,
-Modanın, israfın ihtiyacın önüne geçmesi,
-Gereksiz olan şeylerin ihtiyaçmış gibi algılanması,
-Kötü alışkanlıklar,
-İhtiyaçlarımızı başkasının belirlemesi gibi nedenler.
Neleri israf ediyoruz?
Neyi israf etmiyoruz ki?
-Ömrü, fırsatları ve zamanı israf ediyoruz.
-Çok lüzumsuz konuşarak söz israf ediyoruz.
-Sigara dumanına paralar gidiyor.
-Ekmek israf ediyoruz.
-Kâğıdı kullanmasını bilmiyoruz.
-İlaç israfı korkunç,
-Uzayan telefon konuşmaları, söndürülmeyen lamba, kapatılmayan musluk,
-Çöpe dökülen yemek,
-İki bulaşığa, üç çamaşıra çalışan makineler,
-Kediye, köpeğe, kuşa, kurda harcanan paralar,
-Yarım bırakılan tabaklar,
-Yarısı içilmeyen çaylar,
-Ölülere yapılan ölü yatırımlar,
-Eğlencede yakılan ceketler, kırılan tabaklar,
-Telef olup giden insanlar.
14 Haziran 2019 Cuma
10 Haziran 2019 Pazartesi
İsraf Etmemeliyiz
İsraf, gereksiz yere harcama yaparak
savurgan davranmaktır. İslam dini sahip olduğumuz imkânları ölçülü bir
şekilde kullanmamızı ister. Kur’an-ı Kerim’de israftan kaçınmamız
gerektiği hususu şu şekilde belirtilir: “…Yiyiniz, içiniz ancak israf
etmeyiniz. Bilin ki Allah israf edenleri sevmez.”
Hz. Muhammed bizlere verilen her türlü nimeti tutumlu olarak kullanmayı öğütlemiş ve sade yaşamıyla bizlere örnek olmuştur.
Hz. Muhammed’in (s.a.v.) ailesinde yiyecek ve giyecek konusunda israftan kaçınılırdı. Artan ekmekler atılmaz, mutlaka değerlendirilirdi. Yemekler israf edilmezdi. Peygamberimizin de aile bireylerinin de giysileri gösterişten uzak, sadeydi.
Hz. Muhammed (s.a.v.) ve ailesi her türlü israftan kaçınmışlardır. Kazançlarını kendileri temin etmiş, hiç kimseye muhtaç olmadan yaşamaya çalışmışlardır. O hâlde biz de dinimizin öğütlerini ve Peygamberimizin uygulamalarını örnek almalıyız. İmkânlarımızı ölçülübir şekilde kullanmalı ve israftan kaçınmalıyız. Çalışmanın, kazanmanın güçlüklerini bilmeli, kazanılan imkânları israf etmemeliyiz. Sahip olduğumuz varlıkların kıymetini iyi anlamalı, bunları en güzel biçimde değerlendirmeliyiz.
Hz. Muhammed bizlere verilen her türlü nimeti tutumlu olarak kullanmayı öğütlemiş ve sade yaşamıyla bizlere örnek olmuştur.
Hz. Muhammed’in (s.a.v.) ailesinde yiyecek ve giyecek konusunda israftan kaçınılırdı. Artan ekmekler atılmaz, mutlaka değerlendirilirdi. Yemekler israf edilmezdi. Peygamberimizin de aile bireylerinin de giysileri gösterişten uzak, sadeydi.
Hz. Muhammed (s.a.v.) ve ailesi her türlü israftan kaçınmışlardır. Kazançlarını kendileri temin etmiş, hiç kimseye muhtaç olmadan yaşamaya çalışmışlardır. O hâlde biz de dinimizin öğütlerini ve Peygamberimizin uygulamalarını örnek almalıyız. İmkânlarımızı ölçülübir şekilde kullanmalı ve israftan kaçınmalıyız. Çalışmanın, kazanmanın güçlüklerini bilmeli, kazanılan imkânları israf etmemeliyiz. Sahip olduğumuz varlıkların kıymetini iyi anlamalı, bunları en güzel biçimde değerlendirmeliyiz.
İsraf ve İsraf Çeşitleri
Rabbimiz, kuluna ikram ve ihsân ettiği her nîmeti, esâsen ona ebedî
saâdet sermâyesi kılabilmesi için lûtfetmiştir. Kulun vazifesi, bu
nîmetleri cimrilik ve israfa düşmeden, Hakk'ın rızâsı istikâmetinde
kullanmaktır. Zira Cenâb-ı Hak israf edenleri sevmediğini şöyle
bildirmiştir:
"…Yiyin, için, fakat israf etmeyin; çünkü Allah israf edenleri sevmez." (el-A'râf, 31)
"…Muhakkak ki Allah, israf eden ve çokça yalan söyleyen kimseleri hidâyete erdirmez." (el-Mü'min, 28)
"Allâh'ın emirleri hâricine taşan her şey, israftır."
Dolayısıyla;
Varlıklar içinde en güzel bir sûrette yaratılıp, ilâhî tekrîm ile "Hakk'a kulluk" gibi müstesnâ bir şerefe mazhar kılınan insanın, ten plânında ve nefsânî arzuların esâreti altında bir ömür tüketmesi; kulluğun isrâfıdır.
"Güzel bir söz ve bağışlama, peşinden ezâ gelen sadakadan daha hayırlıdır… Ey îmân edenler! Başa kakmak ve incitmek sûretiyle, yaptığınız hayırları boşa çıkarmayın…" (el-Bakara, 263-264)
Nitekim Cenâb-ı Hak, Kur'ân-ı Kerîm hususunda isrâfa düşenlerle, onun feyzinden güzelce istifâde edenleri şöyle beyan buyurmaktadır:
"Sonra Kitâb'ı, kullarımız arasından seçtiğimiz kimselere verdik. İnsanlardan kimi kendisine zulmeder, kimi ortadadır, kimi de Allâh'ın izniyle hayırlarda öne geçmek için yarışır. İşte büyük fazîlet budur." (Fâtır, 32)
Âyet-i kerîmede, kendisine zulmettiği beyân edilen kimseler, Kur'ân'ın hayat veren emir ve nehiylerine gâfil kalarak ömür tüketen bedbahtlardır. Ortada bulunanlar, bu ilâhî emirlere kimi zaman itaat edip kimi zaman onları ihmal eden kimselerdir ki, bunların hâli âdeta nefs-i levvâmenin tutarsızlığını hatırlatır. Allâh'ın izniyle hayırlarda öne geçenler ise, Cenâb-ı Hakk'ın Kur'ân-ı Kerîm'deki emir ve nehiylerini büyük bir aşk ve vecd içerisinde îfâya gayret eden, o ilâhî kelâmın "elfâzını hâmil", "ahkâmıyla âmil", "ahlâkıyla da kâmil" olan sâlih kullardır.
"Allah Teâlâ, kulunu helâl peşinde koşmaktan yorulmuş vaziyette görmeyi sever." buyrulmuştur. (Süyûtî, el-Câmiu's-Sağîr, I, 65)
"Nice servet sahipleri vardır ki, onların lâyık olmayanlara vermemeleri, vermelerinden daha hayırlıdır. Bu yüzden, Allâh'ın verdiği malı, ancak Allâh'ın emrine göre harca! Yersiz infak, âsî bir kölenin, güyâ ihsanda bulunuyorum diye, pâdişâhın malını eşkıyâya dağıtmasına benzer."
Âyet-i kerîmede buyrulur:
"(Yapacağınız hayırlar,) kendilerini Allah yoluna adamış, bu sebeple yeryüzünde kazanç için dolaşamayan fakirler için olsun. Bilmeyen kimseler, iffetlerinden dolayı onları zengin zanneder. Sen onları sîmâlarından tanırsın. Çünkü onlar yüzsüzlük ederek istemezler. Yaptığınız her hayrı muhakkak Allah bilir." (el-Bakara, 273)
"Ramazânʼa erişip de günahları affedilmeyen kimse rahmetten uzak olsun!" (Hâkim, IV, 170/7256)
Hâlbuki Cenâb-ı Hak, bize Tevbe Sûresi'nin 100. âyetinde Muhâcir ve Ensâr'ın izinden giden "ihsan sahipleri"nden olmamızı telkin buyurmaktadır. Yani Allah Rasûlü'nün nebevî terbiyesi altında yetişen güzîde nesli kendimize örnek almamız gerektiğini beyan etmektedir. Nitekim lüks, israf, saçıp savurma, güç gösterisi ve oburluk gibi çirkin hâller, sahâbe neslinin aslâ tanımadığı bir hayat tarzıydı. Onlar kendileri için kifâyet miktarına kanaat edip ihtiyaç fazlasını, hattâ pek çok zaman kendi muhtaç olduklarını din kardeşleriyle paylaşmayı en büyük zevk ve lezzet bilen yüksek şahsiyetlerdi.
Velhâsıl israf; hayatın her safhasında kendini gösteren bir zihniyet ve davranış bozukluğudur. İnsana bahşedilen maddî-mânevî nîmetlerin isrâf edilmesi ise, ebedî saâdet sermâyesini ziyan ederek âhirette iflâsa sürüklenmek demektir.
Kaynak:Osman Nuri Topbaş, Genç Dergisi, Yıl: 2017 Ay: Mayıs Sayı: 128, İslam ve İhsan
"…Yiyin, için, fakat israf etmeyin; çünkü Allah israf edenleri sevmez." (el-A'râf, 31)
"…Muhakkak ki Allah, israf eden ve çokça yalan söyleyen kimseleri hidâyete erdirmez." (el-Mü'min, 28)
KULLUĞUN İSRAFIİsraf; aşağılık duygusunu bastırmak ve îtibar satın almak için maddî imkânlarla kendini gösterme çabası olarak ifâde edilse de, aslında bu târif, isrâfın ilk akla gelen sınırlı mânâsıdır. Hâlbuki israf, insanoğlunun haddini aştığı her hususu şümûlüne alan geniş bir mânâyı ifâde eder. İyâs -rahmetullâhi aleyh- bu hakîkati şu veciz ifâdeyle ne güzel dile getirmiştir:
"Allâh'ın emirleri hâricine taşan her şey, israftır."
Dolayısıyla;
Varlıklar içinde en güzel bir sûrette yaratılıp, ilâhî tekrîm ile "Hakk'a kulluk" gibi müstesnâ bir şerefe mazhar kılınan insanın, ten plânında ve nefsânî arzuların esâreti altında bir ömür tüketmesi; kulluğun isrâfıdır.
KALBİN İSRAFINazargâh-ı ilâhî olmak gibi yüce bir şerefe mazhariyet istîdâdıyla yaratılan, îman ve ahlâkın bir nevî mahfazası durumundaki kalbin, insanı Hak'tan uzaklaştıran gaflet ve günahlarla kirletilmesi; kalbin isrâfıdır.
ÖMÜR İSRAFIİnsana ihsân edilen en kıymetli nîmet olan zamanı, Cenâb-ı Hakk'ın rızâsına medâr olacak bir keyfiyette kullanamayıp âhiret saâdetine sermâye kılamamak; vaktin, dolayısıyla ömrün isrâfıdır.
MUHABBET VE SEVGİ İSRAFI"el-Vedûd" ism-i şerîfiyle sevginin kaynağı olan Cenâb-ı Hakk'a ve bir îman göstergesi olarak sevmemiz emredilen Rasûlullah -sallâllâhu aleyhi ve sellem- Efendimiz'e tahsîs edilmesi gereken muhabbetin, gizli ve açık her fırsatta Allah ve Rasûlü'ne düşmanlıkta bulunan kimselere yönlendirilmesi; muhabbetin en fecî isrâfıdır. Nitekim Tebbet Sûresi de müstehakkına nefret gösterilmesinin bâriz bir misâlidir.
NEFESLERİN İSRAFIHer biri paha biçilmez bir kıymeti hâiz olan nefesleri, Kur'ân-ı Kerîm tilâveti ve dâimî zikir ile ihyâ etmek gerekirken, "Onlar ki, boş ve yararsız şeylerden yüz çevirirler." (el-Mü'minûn, 3) âyet-i kerîmesinin zıddına, insanın ebedî saâdetine yaramayacak boş hevesler uğruna tüketilmesi; nefeslerin isrâfıdır.
HAYRIN İSRAFIMahzun yürekleri, yorgun gönülleri, sıkıntıdan daralmış sîneleri ferahlatarak huzura kavuşturmanın yollarından olan zekât, sadaka ve infakları muhtaçlara verirken, enâniyet ve benliğe kapılıp başa kakmak sûretiyle onları minnet altında bırakmak; hayrın isrâfıdır. Nitekim âyet-i kerîmede şöyle buyrulur:
"Güzel bir söz ve bağışlama, peşinden ezâ gelen sadakadan daha hayırlıdır… Ey îmân edenler! Başa kakmak ve incitmek sûretiyle, yaptığınız hayırları boşa çıkarmayın…" (el-Bakara, 263-264)
SAMİMİYET VE İHLASIN İSRAFIRabbimiz'in bir hidâyet rehberi olarak Rasûl'ünün kalbine indirdiği, oradan da bütün insanlığa îlân edilen, Peygamber Efendimiz'in okumaya doyamadığı Kur'ân-ı Kerîm'i lâyıkı vechile okuyup anlama gayretine girmemek, emir ve nehiylerini dikkate almamak; o ilâhî feyiz menbaının isrâf edilmesidir.
Nitekim Cenâb-ı Hak, Kur'ân-ı Kerîm hususunda isrâfa düşenlerle, onun feyzinden güzelce istifâde edenleri şöyle beyan buyurmaktadır:
"Sonra Kitâb'ı, kullarımız arasından seçtiğimiz kimselere verdik. İnsanlardan kimi kendisine zulmeder, kimi ortadadır, kimi de Allâh'ın izniyle hayırlarda öne geçmek için yarışır. İşte büyük fazîlet budur." (Fâtır, 32)
Âyet-i kerîmede, kendisine zulmettiği beyân edilen kimseler, Kur'ân'ın hayat veren emir ve nehiylerine gâfil kalarak ömür tüketen bedbahtlardır. Ortada bulunanlar, bu ilâhî emirlere kimi zaman itaat edip kimi zaman onları ihmal eden kimselerdir ki, bunların hâli âdeta nefs-i levvâmenin tutarsızlığını hatırlatır. Allâh'ın izniyle hayırlarda öne geçenler ise, Cenâb-ı Hakk'ın Kur'ân-ı Kerîm'deki emir ve nehiylerini büyük bir aşk ve vecd içerisinde îfâya gayret eden, o ilâhî kelâmın "elfâzını hâmil", "ahkâmıyla âmil", "ahlâkıyla da kâmil" olan sâlih kullardır.
AKLIN İSRAFISözleri ve prensipleri, hem kendi hayatında hem de kıyâmete kadar devam edecek olan ümmetinin hayatında fiilen yaşanan Peygamber Efendimiz'in nurlu izinde değil de, akılları vahiy terbiyesi görmemiş, ictimâî nizam ile ahlâk nâmına ortaya koydukları fikirler, çoğunlukla kütüphânelerin tozlu raflarındaki kitaplarda, sırf bir nazariye/teori olarak kalmış filozofların peşine takılıp boşuna yorulmak; aklın isrâfıdır.
LİSAN NİMETİNİN İSRAFIDargın gönülleri barıştırmak, din kardeşliğini kuvvetlendirmek, iyiliği tavsiye edip kötülükten sakındırmak, dâimâ hakkın ve hayrın müdâfii ve sözcüsü olmak yerine, boş ve lâubâli konuşmalar yapmak, gönüllere diken batırmak, en kötüsü de bâtılın, şerrin ve şeytanın avukatlığını yapmak; lisan nîmetinin isrâfıdır.
İBADETTE İSRAFİmkân var iken namazı cemaatle kılmamak, onu mecbûriyet savarcasına huşûdan uzak bir şekilde îfâ etmek de, ibadet hayatına âit israflar cümlesindendir.
İNSAN İSRAFIBilmeliyiz ki; ömrü boş geçirmek, yeme-içme ve giyimde haddi aşmak, sıhhati lüzumsuz yerlerde zâyî etmek, tefekkürü rûhânî manzaralara değil de nefsânî vitrinlere yönlendirmek, faydasız ilimle meşgul olmak ve ilmi, nefsânî menfaatlere âlet etmek de birer israftır. Hele eğitimde, evlâtları sırf dünyevî istikbâl kaygılarıyla mânevî terbiyeden mahrum olarak yetiştirmek, israfların en büyüğü olan "insan isrâfı"dır. Zira bu, en büyük hakikate gâfil kalarak ebedî saâdeti isrâf etmektir.
RIZIK İSRAFIBir kimsenin tembellik yaparak rızkını kazanmayı ihmâl etmesi ve etrafına muhtaç hâle düşmesi de bir çeşit israftır. Zira hadîs-i şerîfte:
"Allah Teâlâ, kulunu helâl peşinde koşmaktan yorulmuş vaziyette görmeyi sever." buyrulmuştur. (Süyûtî, el-Câmiu's-Sağîr, I, 65)
İNFAK İSRAFIDaha fazla ihtiyaç sahipleri varken, şahsî yakınlık duyduğumuz bir kimseye, ihtiyacından fazlasını vermek de israftır. Bu sebeple muhtaçların ihtiyaç derecelerine göre infakta öncelik sırasını belirlemek zarurîdir. Nitekim Mevlânâ Hazretleri bu hususta şöyle buyurur:
"Nice servet sahipleri vardır ki, onların lâyık olmayanlara vermemeleri, vermelerinden daha hayırlıdır. Bu yüzden, Allâh'ın verdiği malı, ancak Allâh'ın emrine göre harca! Yersiz infak, âsî bir kölenin, güyâ ihsanda bulunuyorum diye, pâdişâhın malını eşkıyâya dağıtmasına benzer."
Âyet-i kerîmede buyrulur:
"(Yapacağınız hayırlar,) kendilerini Allah yoluna adamış, bu sebeple yeryüzünde kazanç için dolaşamayan fakirler için olsun. Bilmeyen kimseler, iffetlerinden dolayı onları zengin zanneder. Sen onları sîmâlarından tanırsın. Çünkü onlar yüzsüzlük ederek istemezler. Yaptığınız her hayrı muhakkak Allah bilir." (el-Bakara, 273)
RAMAZÂN-I ŞERÎF NİMETİNİ İSRAFİçerisinde bin aydan daha hayırlı olan Kadir Gecesi'ni barındıran Ramazân-ı Şerîf'in seherlerini, uyanık bir gönülle îfâ edilen teheccüd, tefekkür, zikir ve Kur'ân tilâvetleriyle ihyâ etmeyen, gündüzlerini, gönlü Hakk'a vererek yapılan ibadet, infak ve amel-i sâlihlerle îmâr etmeyen, icâbet saati olan iftar vakitlerini, istiğfar, duâ ve bir oruçluya iftar ettirebilmenin huzuru ile geçirmeyen, akşamlarını da tâdil-i erkân üzere edâ edilen terâvih namazları ile diriltmeyen kimseler; Ramazân-ı Şerîf nîmetini isrâf etmiş olurlar. Ramazan gün ve gecelerini israf edenler içinse; Cebrâil -aleyhisselâm-ʼın şu ihtârı kâfîdir:
"Ramazânʼa erişip de günahları affedilmeyen kimse rahmetten uzak olsun!" (Hâkim, IV, 170/7256)
İNSANA VERİLEN MADDİ VE MANEVİ NİMETLERİN İSRAFIİnsanlık, ilâhî hakîkatlerden uzaklaştıkça; vicdan, insaf ve iz'âna, şefkat ve merhamete, diğergâmlık ve fedakârlığa, velhâsıl insanı eşref-i mahlûkat kılan bütün fazîlet ve yüce hasletlere de vedâ etmektedir. Belki bundan daha hazin olanıysa, kendini "dindar" olarak gören müslüman çevrelerden de, zamanımızda iyice yaygınlaşmış olan israf ve güç gösterisi hastalığına yakalanıp muhtaçlara bîgâne kalanların mevcûdiyetidir. Halk ağzında "süslüman" olarak da tâbir edilen bu zümre; lüks, israf ve gösterişle îtibar arama yanlışlığına düşmekte, maalesef muzdariplere duyarsız, feryatlara sağır, mâtemlere âmâ kesilmektedir.
Hâlbuki Cenâb-ı Hak, bize Tevbe Sûresi'nin 100. âyetinde Muhâcir ve Ensâr'ın izinden giden "ihsan sahipleri"nden olmamızı telkin buyurmaktadır. Yani Allah Rasûlü'nün nebevî terbiyesi altında yetişen güzîde nesli kendimize örnek almamız gerektiğini beyan etmektedir. Nitekim lüks, israf, saçıp savurma, güç gösterisi ve oburluk gibi çirkin hâller, sahâbe neslinin aslâ tanımadığı bir hayat tarzıydı. Onlar kendileri için kifâyet miktarına kanaat edip ihtiyaç fazlasını, hattâ pek çok zaman kendi muhtaç olduklarını din kardeşleriyle paylaşmayı en büyük zevk ve lezzet bilen yüksek şahsiyetlerdi.
Velhâsıl israf; hayatın her safhasında kendini gösteren bir zihniyet ve davranış bozukluğudur. İnsana bahşedilen maddî-mânevî nîmetlerin isrâf edilmesi ise, ebedî saâdet sermâyesini ziyan ederek âhirette iflâsa sürüklenmek demektir.
Kaynak:Osman Nuri Topbaş, Genç Dergisi, Yıl: 2017 Ay: Mayıs Sayı: 128, İslam ve İhsan
25 Mayıs 2019 Cumartesi
İsraf etme boş yere
Paran gitmesin çöpe
Gerksiz şeyler yerine
Karnın doyar güzelce
Bak ışık boş yere açık
İsraf olduğu çok açık
Sonra fatura gelince
Paran kalmaz cebinde
Bir ekmek çöpte duruyor
Ayakkabı küçükse çöpe atılıyor
İhtiyacı olan düşünülmüyor
Boşyere israf ediliyor
sana küçük olanı birine ver
ekmek bayatsa kuşlara ver
paran cebinde kalsın
boş yere israf olmasın
gidiyor boş yere para
israf oluyor şuna buna
israf etme diyorum sana
birazcık yapmaya çalışsana!
Aşağıdaki siteden alınmıştır
http://www.canim.net/siirler/22975-.html
16 Mayıs 2019 Perşembe
Ayet ve Hadislerle İsraftan Kaçınmanın Önemi
İsraf: bir şeyi onu Allah Teâlâ'nın uygun görmediği şekilde harcamaktır. Lüzumundan fazla sarf etmektir. Allah Teâlâ "Ey
Ademoğulları! Her secde edişinizde güzel elbiselerinizi giyin; yiyin,
için, fakat israf etmeyin. Çünkü Allah israf edenleri sevmez." (A'râf sûresi, 7/31.) emriyle israfı kesin olarak yasaklıyor.
Müsrifleri sevmediğini beyan ediyor. Kâmil mü'minleri tarif etmek üzere: "Onlar mallarını harcadıkları zaman israf etmezler. Cimrilik de göstermezler. İkisi arasında orta bir yol tutarlar." (Furkan sûresi, 25/67.) buyuruyor.
"Eli boynuna bağlıymış gibi cimri olma! Elini büsbütün açıp israfa da kaçma!" (İsrâ sûresi, 17/29.) âyeti ile de orta yollu davranmayı öğretiyor.
Peygamberimiz (s.a.v.) "Allah Teâlâ size ana babaya itaatsizlik etmeyi, verilmesi gerekeni vermeyip almaya hakkı olmayan şeyi istemeyi ve kız çocuklarını diri diri toprağa gömmeyi haram kılmıştır. Dedi kodu yapmayı, çok soru sormayı ve malı israf etmeyi de mekruh kılmıştır." (Buhârî, İstikrâz 19.) buyruğuyla israfın sevimsiz bir şey olduğunu bildiriyor.
Büyüklerin konuyu nasıl bir hassasiyetle ele aldığına dikkat çekmek üzere İhyâu Ulûmi'd-Dîn'de zikredilen bir rivayeti buraya almak istiyoruz: "Düşen ekmek ufacıklarını yiyen darlık görmez, çocuğu da ahmak olmaz."
Dünya nimetlerinin önümüze serildiği ve "toklukla imtihan" olunduğumuz bir çağda, israftan sakınmak ve sakındırmak elzem oldu. Çünkü israf, enâniyeti okşayarak nefsi şımartır. İnfak ve yardımlaşmaya engel olur.
Müsrifleri sevmediğini beyan ediyor. Kâmil mü'minleri tarif etmek üzere: "Onlar mallarını harcadıkları zaman israf etmezler. Cimrilik de göstermezler. İkisi arasında orta bir yol tutarlar." (Furkan sûresi, 25/67.) buyuruyor.
"Eli boynuna bağlıymış gibi cimri olma! Elini büsbütün açıp israfa da kaçma!" (İsrâ sûresi, 17/29.) âyeti ile de orta yollu davranmayı öğretiyor.
Peygamberimiz (s.a.v.) "Allah Teâlâ size ana babaya itaatsizlik etmeyi, verilmesi gerekeni vermeyip almaya hakkı olmayan şeyi istemeyi ve kız çocuklarını diri diri toprağa gömmeyi haram kılmıştır. Dedi kodu yapmayı, çok soru sormayı ve malı israf etmeyi de mekruh kılmıştır." (Buhârî, İstikrâz 19.) buyruğuyla israfın sevimsiz bir şey olduğunu bildiriyor.
Büyüklerin konuyu nasıl bir hassasiyetle ele aldığına dikkat çekmek üzere İhyâu Ulûmi'd-Dîn'de zikredilen bir rivayeti buraya almak istiyoruz: "Düşen ekmek ufacıklarını yiyen darlık görmez, çocuğu da ahmak olmaz."
Dünya nimetlerinin önümüze serildiği ve "toklukla imtihan" olunduğumuz bir çağda, israftan sakınmak ve sakındırmak elzem oldu. Çünkü israf, enâniyeti okşayarak nefsi şımartır. İnfak ve yardımlaşmaya engel olur.
26 Nisan 2019 Cuma
Yemek İsrafı
Dünyada en çok yapılacan israflardan biri yemek israfıdır. İsrafa Hayır diyerek israfı bırakmalıyız.
19 Nisan 2019 Cuma
Farkında Olmadan İsraf Ettiğiniz 8 Gıda
eşillenmeye başlayan soğanların artık kullanılamayacağı
düşünülür. Oysa lifli filizler de yenebiliyor. Soğanın filizlenmeye
başladığını fark ettiğinizde soğanınızı bir miktar suyun bulunduğu bir
kaseye alın. Suyun miktarının yalnızca soğanın tabanının suya temas
etmesini sağlayacak düzeyde olmasına dikkat edin. Oldukça güneşli bir
yer seçin ve kaseyi oraya yerleştirin. Birkaç gün içerisinde yeşil soğan
görünümüne ve lezzetine kavuşacak olan soğanlarınızı yine aynı yöntemle
yiyeceklerinizde kullanabilirsiniz.
Siz de hayatı boyunca elmayı yanlış yemiş olanlardan mısınız? Elmanın bir çekirdeği olduğu ve bunun yenmeyeceği algısı ile yediğimiz elmaların aslında %30‘unun yenebilir haldeyken çöpe gittiği acı bir gerçek. Gelin bir değişiklik yapın ve elmanın bir çekirdeği olduğunu unutun! Her zaman yediğiniz şekilde yemek yerine bu defa yemeye elmanın üstünden ya da altından başlayın.
Tüm övgüyü brokolinin çiçekleri alırken, sapları yazık ki kendini çöpte bulur. Brokolili bir tarifi hazırlarken saplarını saklayın, buharda pişirin ya da kaynatın. Ardından tavada hafifçe kızarttığınız soğan, tuz, biber ve bol sebze ile birlikte püre haline getirerek oldukça lezzetli bir sebze çorbası hazırlayabilirsiniz.
Kivi oldukça lezzetli gövdesinin yanında incecik kabuğunu soymaya çalışırken büyük bir kısmını da israf ettiğimiz gıdalardan. Kivi yiyeceğiniz zaman kivinin kabuğu da aslında yenebilir ve besin değeri de oldukça yüksektir – kabuğunu soymadan yemeyi deneyin
Siz de hayatı boyunca elmayı yanlış yemiş olanlardan mısınız? Elmanın bir çekirdeği olduğu ve bunun yenmeyeceği algısı ile yediğimiz elmaların aslında %30‘unun yenebilir haldeyken çöpe gittiği acı bir gerçek. Gelin bir değişiklik yapın ve elmanın bir çekirdeği olduğunu unutun! Her zaman yediğiniz şekilde yemek yerine bu defa yemeye elmanın üstünden ya da altından başlayın.
Tüm övgüyü brokolinin çiçekleri alırken, sapları yazık ki kendini çöpte bulur. Brokolili bir tarifi hazırlarken saplarını saklayın, buharda pişirin ya da kaynatın. Ardından tavada hafifçe kızarttığınız soğan, tuz, biber ve bol sebze ile birlikte püre haline getirerek oldukça lezzetli bir sebze çorbası hazırlayabilirsiniz.
Limonlar ve misket limonları da israftan nasibini alan gıdalar
arasında. Genellikle sadece suyunu kullandığımız ve kabuklarını nasıl
kullanabileceğimize dair akıl bile yürütmediğimiz ‘sulu’ gıdaların en
sık kullanılanlarından. Limonların suyunu kullandıktan sonra kabuklarını
dilimleyin ve içme suyunuzun içine atın. Tadını nasıl ferahlattığını
göreceksiniz. Rendeleyerek yemeklerin içinde de kullanabileceğiniz gibi
tazelik veren tadıyla farklı bir şekillendirici olarak da kullanılabiliz.
Havuçları saplarıyla birlikte satın aldığınızda aslında iki
sebzeyi tek bir gövdede almış oluyorsunuz. Saplarını ayıklayıp atmak
yerine bir sonraki sebze yemeğinizde kullanmak üzere saklayı.Kivi oldukça lezzetli gövdesinin yanında incecik kabuğunu soymaya çalışırken büyük bir kısmını da israf ettiğimiz gıdalardan. Kivi yiyeceğiniz zaman kivinin kabuğu da aslında yenebilir ve besin değeri de oldukça yüksektir – kabuğunu soymadan yemeyi deneyin
Kaynak: https://www.yesilist.com/farkinda-olmadan-israf-ettiginiz-8-gida/
Gıda İsrafı İle İlgili Bilmeniz Gereken 5 Gerçek
- Küresel olarak bakıldığında üretilen tüm gıdaların 1 / 3’ünden fazlası israf edilerek çöpe atılmaktadır. Dünya genelinde israf edilen bu gıdaların yıllık değeri 1 trilyon dolar olup, 1.3 milyar ton ağırlığındadır.
- Dünyada bulunan ve birlikte yaşadığımız ortalama bir milyar aç insan, ABD, İngiltere ve Avrupa’da israf edilen gıdaların dörtte birinden daha az bir miktarıyla beslenebilir.
- Çin’den daha büyük bir alanın, hiçbir zaman yenilmeyen ve çöpe giden israf edilmiş bu gıdaları yetiştirmek için kullanılması gerektiğini, dünyanın temiz su kaynağının % 25’inin israf edilen gıdaları yetiştirmek için kullanıldığını, biliyor muydunuz ?
- İsraf edilen gıdalar bir ülke olsaydı, Çin ve ABD’den sonra tartışmasız şekilde sera gazlarının en büyük üçüncü yayıcısı olurdu.
- En gelişmiş ülkelerde, gıda tedarik zincirine göre, tüm gıda israfının yarısından fazlası evlerde gerçekleşmektedir.
14 Nisan 2019 Pazar
İsraf Nedir?
Malı, dinin ve mürüvvetin uygun görmediği yerlere dağıtmaya israf denir.
Mürüvvet, faydalı olmak, iyilik yapmak arzusudur. Dine uymayan israf,
haramdır. Mürüvvete uymayan israf tenzihen mekruhtur.
İsraf, malı helak etmek, faydasız hâle getirmek, faydalı olmayacak şekilde sarf etmektir.
İsraf, malı helak etmek, faydasız hâle getirmek, faydalı olmayacak şekilde sarf etmektir.
9 Nisan 2019 Salı
Dünyanın en önemli sorunlarından biri milyonlarca insanı yerinden
eden açlık. Yaklaşık 800 milyon insan açlıktan etkileniyor, 1.2 milyar
insan susuzluk sorunuyla boğuşuyor. Geleceğe dair senaryolarda mevcut
kaynakların yetersiz kalacağı, gıda ve su savaşlarının çıkacağı
öngörülüyor. Önümüzde böyle karanlık senaryo varken günümüzün bir diğer
önemli sorunu: İsraf. Gıdanın yaklaşık üçte biri yani 1.3 milyar tonu
her yıl çöpe gidiyor. Avrupa’da yıllık 4 milyon ton giysi israf
ediliyor. Türkiye’de bir günde çöpe atılan ekmek miktarı İzmir nüfusu
kadar (4.3 milyon). Prof. Dr. Aziz Akgül, “Dünyadaki gıda israfının üçte
biriyle halihazırda bütün insanları doyurmak mümkün olabilir” diyor.
İnsanlık, israf ettiği su, gıda, enerjiyle aslında geleceğini tüketiyor.
İSRAF EDEREK DÜNYAYI TÜKETİYORUZ
GLOBAL yoksullukla mücadele eden 18 sivil toplum kuruluşundan oluşan Oxfam Uluslararası Konfederasyonu’nun dünyada artan servet yoğunlaşması problemiyle ilgili bulguları şöyle: 2010 yılında dünyanın en zengin 388 kişisinin serveti, dünya nüfusunun en fakir yarısını oluşturan 3.3 milyar insanın sahip olduğu toplam servetten daha fazlaydı. Ancak, yıllar geçtikçe bu durum daha da kötüleşti. 2017’de dünyanın en fakir yarısının servetine eşit servete sahip dünyanın en zengin sayısı sadece 8 kişi. Dünya nüfusunun en fakir yarısına tekabül eden insanların sayısı ise 3.6 milyara ulaştı. Benzer servet yoğunlaşması Türkiye’de de var. TÜİK Gelir ve Yaşam Koşulları Araştırması’na göre, 2016 yılında en yüksek gelire sahip yüzde 20’lik grubun toplam gelirden aldığı pay bir önceki yıla göre 0.7 puan artarak yüzde 47.2’ye ulaştı. En düşük gelire sahip yüzde 20’lik grubun aldığı pay ise 0.1 puan artarak yüzde 6.2 oldu.
2030 yılına kadar dünya yüzde 40 daha fazla suya, yüzde 50 daha fazla gıdaya, yüzde 40 daha fazla enerjiye ve yüzde 40 daha fazla kereste ve elyafa ihtiyaç duyacak. 20’nci yüzyıl sonrası kapitalizmle tüketimin her alanda sürekli artmasının pek çok çevresel, toplumsal ve etik sonucu var. Her alanda giderek artan israf, kıt kaynakları yok ederken insanlık ve dünyayı da ciddi risklerle karşı karşıya bırakıyor. Türkiye İsrafı Önleme Vakfı Mütevelli Heyeti Başkanı Prof. Dr. Aziz Akgül, ekosistemin akıllı ve sürdürülebilir bir biçimde idare edilmesi gerektiğini hatırlatıyor. Açlığın ‘varlıklı olanları doyuramadığımız için’ bitmediğini belirten Prof. Dr. Akgül’le israfı ve geleceğimizi konuştuk:
İNSANLIĞI TEHDİT EDİYOR
“Zenginlerin daha zengin, yoksulların daha yoksul olduğu ve açların hayatını kaybettiği adaletsiz bir dünyada yaşıyoruz. Gelir dağılımında bu adaletsizlik ve israf, beraberinde bir başka sorun olan açlığı gündeme getiriyor. İnsanın en temel ihtiyacı olan yeterli ve dengeli gıdaya erişim her dönemin en önemli konularından biri. Mevcut global kapitalist ekonomik düzen adaletli bir dağıtımı gerçekleştirmiyor. Tam tersine maddi imkânı olanların aşırı tüketimini de teşvik ediyor. Türkiye’de bir günde İzmir nüfusu kadar ekmek israf ediliyor. Dünyanın en temel sorunlarından birisi olan açlık, insanlığı tehdit ediyor. Gereksiz, amaçsız ve yararsız aşırı tüketim ahlaki bir problem.
KAMU İSRAFI ÖNEMLİ
Kamu alanındaki israf, bireysel israfların çok üzerinde. Kamunun israfı hep ihmal ediliyor. En büyük israf alanı olarak ‘iç borç faizi’ni görüyoruz. Bunu ‘altın israf alanı’ olarak değerlendiriyoruz. Paraları alıyor, faize yatırıyorlar. Yani fabrika kurmadan, istihdam oluşturmadan, katma değer yaratmadan, hazine bonosu ve tahvillere yatırım yaparak faiz geliri elde ediyorlar. Bizim vergilerimizden, risk almadan para aktarmak büyük israf. 2017 yılında yapılan iç borç faiz ödemesi 75 milyar lira olmuş. 2017 yılı SGK açığı 24 milyar 406 milyon TL olarak gerçekleşmiş. Sosyal güvenlik sistemi açığına bütçeden fon aktarılmasını da ‘gümüş israf alanı’ olarak değerlendirebiliriz. Yıllardır devam eden bir kara delik bu. Sebebi ne olursa olsun paralarımız israf ediliyor. En azından başa baş olması gereken bir sosyal güvenlik sistemini yönetemiyoruz. Kötü yönetim, sistemin düzgün kurgulanmaması ve devamlı dejenere edilmesinden kaynaklı sebeplerden dolayı ilave fonu bütçeden alarak buraya aktarıyoruz.”
FRANSA MARKETLERİN ÇÖPE GIDA ATMASINI YASAKLADI
DÜNYADA yaklaşık 2 milyar insan açlık ve yoksulluk sınırının altında yaşıyor. Buna rağmen, dünyada üretilen gıdanın üçte biri yani 1.3 milyar tonu her yıl israf ediliyor. Prof. Dr. Akgül, şunları söylüyor: “Dünyadaki gıda israfının üçte biriyle bütün insanları doyurmak mümkün. Yapılması gereken çok basit, tüketeceğimizden fazla gıda almamalıyız. Aşırı tüketim alışkanlıklarından vazgeçmeliyiz. İsrafı önlemeye duyarlı, bilinçli toplum geleneği eğitimle oluşmalı. Bu konuda adım atan ülkeler var. 2017 Gıda Sürdürülebilirlik Endeksi’ne göre, gıda israfını azaltmaya yönelik çabalarıyla Fransa, Avrupa ülkeleri arasında öncü. Marketlerin gıda maddelerini çöpe atmalarını yasakladı. Raf ömrünün bitmesine az zaman kalan ürünlerin gıda bankaları vasıtasıyla ihtiyaç sahiplerine dağıtılması mecburiyetini 2016’da getirdi. Marketler satılmayan gıdaların ihtiyaç sahiplerine dağıtımı için gıda bankalarıyla anlaşma imzalamak zorunda. Aksi durumda kanuni yaptırım uyguluyor. Türkiye’de de benzer uygulamalar için kanun çıkarılmalı.
Avrupa’da yıllık 4 milyon ton giysi israf edilirken, 5 milyon ton giysi ise piyasaya yeni olarak sürülüyor. Fransa giysilerin ihtiyaç sahiplerine verilmesi için kanun hazırlığı yapıyor.”
TOPLUMUN YÜZDE 30'U GERİ DÖNÜŞÜMÜ BİLMİYOR
GÜMRÜK ve Ticaret Bakanlığı himayesinde oluşturulan araştırma heyeti tarafından 7 bölge, 26 ilde 1650 kişiyle görüşülerek hazırlanan Türkiye İsraf Raporu’na göre:
Kamuoyunun yüzde 1.8’i nasıl tasarruf yapacağını bilmediğinden tasarruf yapmıyor.
Türkiye nüfusunun yüzde 8.6’sı hanelerinde ekmeği çöpe atıyor. Haftada kişi başı 226 gram ekmeği çöpe gidiyor.
Su tüketimi bilinç düzeyi yüzde 75, elektrik tüketimi bilinç düzeyi yüzde 79, gıda tüketimi ve giyim tasarrufu bilinç düzeyi yüzde 72 dolayında.
Toplumun yüzde 30’u geri dönüşüm kavramını bilmiyor.
Geri dönüşüm konusunda en çok bilinen uygulama çöpleri tiplerine göre geri dönüşüm kutularına atmak. Bu uygulama bile sadece yüzde 40 oranında biliniyor.
Toplumun yüzde 20’si ise (geri dönüşüm kavramını bilenlerin yüzde 31.6’sı) geri dönüşüm kavramını bildiği halde geri dönüşüm kutularını kullanmıyor.
Akıllı telefon sahiplerinin yüzde 6.8’i yılda bir, yüzde 16.9’u iki yılda bir, yüzde 28.1’i ise üç yılda bir akıllı telefonunu değiştiriyor. Bireylerin yarıdan biraz fazlası (yüzde 51.8’i) cep telefonunu üç yıl içerisinde değiştiriyor. (Raporda bu oranın çok yüksek olduğu vurgulanıyor.)
İSRAFI ÖNLEMEYE EVİNİZDEN BAŞLAYIN
GIDA israfının yüzde 42’si hanelerde yapılıyor. Dünyadaki toplam enerji kullanımının yüzde 15-20’sinden hane halkının sorumlu olduğu belirtiliyor. Evlerde enerji tasarrufu sağlamaya yönelik gerekli tedbirler alındığında yüzde 50 oranında tasarruf gerçekleşiyor. Bu, yıllık toplam enerji tasarrufunun Türkiye’de 15 milyar dolar olması anlamına geliyor. İşte, evlerde tasarrufu sağlamanın ipuçları:
Aydınlanmada tasarruflu ampuller tercih edilmeli. 15 watt enerji tasarruflu bir ampul, 75 watt normal bir ampulden yüzde 80 oranında daha az elektrik harcıyor.
Bir kişinin günde iki kez 1 dakika boyunca musluk suyunu kapatmadan diş fırçalaması yılda 8 ton su israfına neden oluyor.
Dört kişilik bir ailenin her üyesinin duş süresini 1 dakika kısaltmasıyla yılda 18 ton su tasarruf ediliyor.
Bulaşık makinaları her yıkamada 15 litre su harcıyor. Aynı miktar bulaşığı elde yıkamanın bedeli 35 litreden 200 litreye kadar değişiyor.
Binalarda çatı yalıtımı, pencerelerde çift cam kullanımı, mantolama ve verimli ısıtma sistemlerinin kullanımıyla önemli boyutta enerji tasarrufu sağlanabilir.
Mutfağın gün ışığıyla aydınlanması, yüzde 15 oranında tasarruf demek. Banyo ve tuvaletler de gün ışığıyla aydınlatılmalı.
KAĞIDA DİKKAT
Elektrikli araçlar stand-by konumunda bırakılmamalı.
Küçük ekranlı televizyonlar büyük ekranlara göre daha az elektrik enerjisi tüketiyor.
Bir saç kurutma makinasının 10 dakika çalışması 60 watt’lık bir lambanın 3 saat yanmasına eşdeğer enerji tüketiyor.
Kağıt kullanımında geri dönüşüm sağlanmalıdır. Bir büro elemanı yılda ortalama 81 kg kağıdı çöpe atıyor. Bir ton kullanılmış gazete kağıdı geri kazanıldığında 8 çam ağacının kesilmesini önleyebilir.
Teknolojik eşyaları eski diye değiştirmeyin.
Kaynak: http://www.israf.org/sayfa/Her-lokma-israf-dunyayi-tuketiyor/550
İSRAF EDEREK DÜNYAYI TÜKETİYORUZ
GLOBAL yoksullukla mücadele eden 18 sivil toplum kuruluşundan oluşan Oxfam Uluslararası Konfederasyonu’nun dünyada artan servet yoğunlaşması problemiyle ilgili bulguları şöyle: 2010 yılında dünyanın en zengin 388 kişisinin serveti, dünya nüfusunun en fakir yarısını oluşturan 3.3 milyar insanın sahip olduğu toplam servetten daha fazlaydı. Ancak, yıllar geçtikçe bu durum daha da kötüleşti. 2017’de dünyanın en fakir yarısının servetine eşit servete sahip dünyanın en zengin sayısı sadece 8 kişi. Dünya nüfusunun en fakir yarısına tekabül eden insanların sayısı ise 3.6 milyara ulaştı. Benzer servet yoğunlaşması Türkiye’de de var. TÜİK Gelir ve Yaşam Koşulları Araştırması’na göre, 2016 yılında en yüksek gelire sahip yüzde 20’lik grubun toplam gelirden aldığı pay bir önceki yıla göre 0.7 puan artarak yüzde 47.2’ye ulaştı. En düşük gelire sahip yüzde 20’lik grubun aldığı pay ise 0.1 puan artarak yüzde 6.2 oldu.
2030 yılına kadar dünya yüzde 40 daha fazla suya, yüzde 50 daha fazla gıdaya, yüzde 40 daha fazla enerjiye ve yüzde 40 daha fazla kereste ve elyafa ihtiyaç duyacak. 20’nci yüzyıl sonrası kapitalizmle tüketimin her alanda sürekli artmasının pek çok çevresel, toplumsal ve etik sonucu var. Her alanda giderek artan israf, kıt kaynakları yok ederken insanlık ve dünyayı da ciddi risklerle karşı karşıya bırakıyor. Türkiye İsrafı Önleme Vakfı Mütevelli Heyeti Başkanı Prof. Dr. Aziz Akgül, ekosistemin akıllı ve sürdürülebilir bir biçimde idare edilmesi gerektiğini hatırlatıyor. Açlığın ‘varlıklı olanları doyuramadığımız için’ bitmediğini belirten Prof. Dr. Akgül’le israfı ve geleceğimizi konuştuk:
İNSANLIĞI TEHDİT EDİYOR
“Zenginlerin daha zengin, yoksulların daha yoksul olduğu ve açların hayatını kaybettiği adaletsiz bir dünyada yaşıyoruz. Gelir dağılımında bu adaletsizlik ve israf, beraberinde bir başka sorun olan açlığı gündeme getiriyor. İnsanın en temel ihtiyacı olan yeterli ve dengeli gıdaya erişim her dönemin en önemli konularından biri. Mevcut global kapitalist ekonomik düzen adaletli bir dağıtımı gerçekleştirmiyor. Tam tersine maddi imkânı olanların aşırı tüketimini de teşvik ediyor. Türkiye’de bir günde İzmir nüfusu kadar ekmek israf ediliyor. Dünyanın en temel sorunlarından birisi olan açlık, insanlığı tehdit ediyor. Gereksiz, amaçsız ve yararsız aşırı tüketim ahlaki bir problem.
KAMU İSRAFI ÖNEMLİ
Kamu alanındaki israf, bireysel israfların çok üzerinde. Kamunun israfı hep ihmal ediliyor. En büyük israf alanı olarak ‘iç borç faizi’ni görüyoruz. Bunu ‘altın israf alanı’ olarak değerlendiriyoruz. Paraları alıyor, faize yatırıyorlar. Yani fabrika kurmadan, istihdam oluşturmadan, katma değer yaratmadan, hazine bonosu ve tahvillere yatırım yaparak faiz geliri elde ediyorlar. Bizim vergilerimizden, risk almadan para aktarmak büyük israf. 2017 yılında yapılan iç borç faiz ödemesi 75 milyar lira olmuş. 2017 yılı SGK açığı 24 milyar 406 milyon TL olarak gerçekleşmiş. Sosyal güvenlik sistemi açığına bütçeden fon aktarılmasını da ‘gümüş israf alanı’ olarak değerlendirebiliriz. Yıllardır devam eden bir kara delik bu. Sebebi ne olursa olsun paralarımız israf ediliyor. En azından başa baş olması gereken bir sosyal güvenlik sistemini yönetemiyoruz. Kötü yönetim, sistemin düzgün kurgulanmaması ve devamlı dejenere edilmesinden kaynaklı sebeplerden dolayı ilave fonu bütçeden alarak buraya aktarıyoruz.”
FRANSA MARKETLERİN ÇÖPE GIDA ATMASINI YASAKLADI
DÜNYADA yaklaşık 2 milyar insan açlık ve yoksulluk sınırının altında yaşıyor. Buna rağmen, dünyada üretilen gıdanın üçte biri yani 1.3 milyar tonu her yıl israf ediliyor. Prof. Dr. Akgül, şunları söylüyor: “Dünyadaki gıda israfının üçte biriyle bütün insanları doyurmak mümkün. Yapılması gereken çok basit, tüketeceğimizden fazla gıda almamalıyız. Aşırı tüketim alışkanlıklarından vazgeçmeliyiz. İsrafı önlemeye duyarlı, bilinçli toplum geleneği eğitimle oluşmalı. Bu konuda adım atan ülkeler var. 2017 Gıda Sürdürülebilirlik Endeksi’ne göre, gıda israfını azaltmaya yönelik çabalarıyla Fransa, Avrupa ülkeleri arasında öncü. Marketlerin gıda maddelerini çöpe atmalarını yasakladı. Raf ömrünün bitmesine az zaman kalan ürünlerin gıda bankaları vasıtasıyla ihtiyaç sahiplerine dağıtılması mecburiyetini 2016’da getirdi. Marketler satılmayan gıdaların ihtiyaç sahiplerine dağıtımı için gıda bankalarıyla anlaşma imzalamak zorunda. Aksi durumda kanuni yaptırım uyguluyor. Türkiye’de de benzer uygulamalar için kanun çıkarılmalı.
Avrupa’da yıllık 4 milyon ton giysi israf edilirken, 5 milyon ton giysi ise piyasaya yeni olarak sürülüyor. Fransa giysilerin ihtiyaç sahiplerine verilmesi için kanun hazırlığı yapıyor.”
TOPLUMUN YÜZDE 30'U GERİ DÖNÜŞÜMÜ BİLMİYOR
GÜMRÜK ve Ticaret Bakanlığı himayesinde oluşturulan araştırma heyeti tarafından 7 bölge, 26 ilde 1650 kişiyle görüşülerek hazırlanan Türkiye İsraf Raporu’na göre:
Kamuoyunun yüzde 1.8’i nasıl tasarruf yapacağını bilmediğinden tasarruf yapmıyor.
Türkiye nüfusunun yüzde 8.6’sı hanelerinde ekmeği çöpe atıyor. Haftada kişi başı 226 gram ekmeği çöpe gidiyor.
Su tüketimi bilinç düzeyi yüzde 75, elektrik tüketimi bilinç düzeyi yüzde 79, gıda tüketimi ve giyim tasarrufu bilinç düzeyi yüzde 72 dolayında.
Toplumun yüzde 30’u geri dönüşüm kavramını bilmiyor.
Geri dönüşüm konusunda en çok bilinen uygulama çöpleri tiplerine göre geri dönüşüm kutularına atmak. Bu uygulama bile sadece yüzde 40 oranında biliniyor.
Toplumun yüzde 20’si ise (geri dönüşüm kavramını bilenlerin yüzde 31.6’sı) geri dönüşüm kavramını bildiği halde geri dönüşüm kutularını kullanmıyor.
Akıllı telefon sahiplerinin yüzde 6.8’i yılda bir, yüzde 16.9’u iki yılda bir, yüzde 28.1’i ise üç yılda bir akıllı telefonunu değiştiriyor. Bireylerin yarıdan biraz fazlası (yüzde 51.8’i) cep telefonunu üç yıl içerisinde değiştiriyor. (Raporda bu oranın çok yüksek olduğu vurgulanıyor.)
İSRAFI ÖNLEMEYE EVİNİZDEN BAŞLAYIN
GIDA israfının yüzde 42’si hanelerde yapılıyor. Dünyadaki toplam enerji kullanımının yüzde 15-20’sinden hane halkının sorumlu olduğu belirtiliyor. Evlerde enerji tasarrufu sağlamaya yönelik gerekli tedbirler alındığında yüzde 50 oranında tasarruf gerçekleşiyor. Bu, yıllık toplam enerji tasarrufunun Türkiye’de 15 milyar dolar olması anlamına geliyor. İşte, evlerde tasarrufu sağlamanın ipuçları:
Aydınlanmada tasarruflu ampuller tercih edilmeli. 15 watt enerji tasarruflu bir ampul, 75 watt normal bir ampulden yüzde 80 oranında daha az elektrik harcıyor.
Bir kişinin günde iki kez 1 dakika boyunca musluk suyunu kapatmadan diş fırçalaması yılda 8 ton su israfına neden oluyor.
Dört kişilik bir ailenin her üyesinin duş süresini 1 dakika kısaltmasıyla yılda 18 ton su tasarruf ediliyor.
Bulaşık makinaları her yıkamada 15 litre su harcıyor. Aynı miktar bulaşığı elde yıkamanın bedeli 35 litreden 200 litreye kadar değişiyor.
Binalarda çatı yalıtımı, pencerelerde çift cam kullanımı, mantolama ve verimli ısıtma sistemlerinin kullanımıyla önemli boyutta enerji tasarrufu sağlanabilir.
Mutfağın gün ışığıyla aydınlanması, yüzde 15 oranında tasarruf demek. Banyo ve tuvaletler de gün ışığıyla aydınlatılmalı.
KAĞIDA DİKKAT
Elektrikli araçlar stand-by konumunda bırakılmamalı.
Küçük ekranlı televizyonlar büyük ekranlara göre daha az elektrik enerjisi tüketiyor.
Bir saç kurutma makinasının 10 dakika çalışması 60 watt’lık bir lambanın 3 saat yanmasına eşdeğer enerji tüketiyor.
Kağıt kullanımında geri dönüşüm sağlanmalıdır. Bir büro elemanı yılda ortalama 81 kg kağıdı çöpe atıyor. Bir ton kullanılmış gazete kağıdı geri kazanıldığında 8 çam ağacının kesilmesini önleyebilir.
Teknolojik eşyaları eski diye değiştirmeyin.
Kaynak: http://www.israf.org/sayfa/Her-lokma-israf-dunyayi-tuketiyor/550
7 Nisan 2019 Pazar
İsraftan Neden Kaçınmalıyız
İsraf, gereksiz yere harcama yaparak savurgan davranmaktır. İslam dini sahip olduğumuz imkânları ölçülü bir şekilde kullanmamızı ister. Kur’an-ı Kerim’de israftan kaçınmamız gerektiği hususu şu şekilde belirtilir: “…Yiyiniz, içiniz ancak israf etmeyiniz. Bilin ki Allah israf edenleri sevmez.”
Hz. Muhammed bizlere verilen her türlü nimeti tutumlu olarak kullanmayı öğütlemiş ve sade yaşamıyla bizlere örnek olmuştur.
Hz. Muhammed’in (s.a.v.) ailesinde yiyecek ve giyecek konusunda israftan kaçınılırdı. Artan ekmekler atılmaz, mutlaka değerlendirilirdi. Yemekler israf edilmezdi. Peygamberimizin de aile bireylerinin de giysileri gösterişten uzak, sadeydi.
Hz. Muhammed (s.a.v.) ve ailesi her türlü israftan kaçınmışlardır. Kazançlarını kendileri temin etmiş, hiç kimseye muhtaç olmadan yaşamaya çalışmışlardır. O hâlde biz de dinimizin öğütlerini ve Peygamberimizin uygulamalarını örnek almalıyız. İmkânlarımızı ölçülübir şekilde kullanmalı ve israftan kaçınmalıyız. Çalışmanın, kazanmanın güçlüklerini bilmeli, kazanılan imkânları israf etmemeliyiz. Sahip olduğumuz varlıkların kıymetini iyi anlamalı, bunları en güzel biçimde değerlendirmeliyiz.
İsrafla İlgili Sözler
Tutumlu olan muhtaç olmaz. Hz. Muhammed
Dokunabildiğiniz tüm parayı biriktirin. Benjamin Franklin
İktisat az şeyi çoğaltır israf çok şeyi azaltır. Hz. Ali
İsraf etmeyin çünkü Allah israf edenleri sevmez. Kur’an-ı Kerim
Kişinin dostu iktisadı düşmanı da israfıdır. Hukemâ
Herkese israf olarak canının her istediğini yemesi yeter! Hz. Ömer
İktisat eden zenginleşir israf eden fakirleşir. Bezzar
Giderini kazanç ve gelirine uyduran kimse muhtaç olmaz.İzzet Molla
İsraf sefahetin sefahet sefaletin kapısıdır. Said-i Nursî
Bir ırmaktan abdest alırken bile suyu israf etmeyiniz. Hz. Muhammed
İsraf etmede hayır hayırda israf olmaz. İmam-ı Azam
İnsana nefsinin her istediğini alıp yemesi israf yönünden kafidir. Hz. Ebubekir
Ülkeleri iflasa sürükleyen amillerin başında israf gelir. ll. Abdülhamid
Bir ulus ne kadar düşmüşse süslü ve gösterişli şeylerle o kadar savurgandır. Adolf Loon
Cimrilik aşırı zayıflık israfçılık aşırı şişmanlık gibidir. Eyyüp Sabri Osmanoğlu
Bir kaç güne yetecek bir rızkı bir günde harcayan hâne halkına ben buğz ederim. Hz. Ömer
Yiyiniz içiniz fakat israf etmeyiniz! Çünkü Allah israf edenleri sevmez. A’râf Suresi 7/31
Küçük harcamalardan sakının ufak bir delik koskoca gemiyi batırmaya yeter. Benjamin Franklin
Parana şefkat eyle malına acı telef etme ki ayıptan ve borçtan kurtulasın. Ebu’l Fethi’l-Büstî
Çünkü saçıp-savuranlar şeytanın kardeşleri olmuşlardır şeytan ise Rabbine karşı nankördür. İsra Suresi / 27
Akrabaya hakkını ver yoksula ve yolda kalmışa da. İsraf ederek saçıp-savurma. İsra Suresi / 26
Bir ulus ne kadar derin bir iktisadî bunalım içinde ise ziynet ve süs eşyası ile o kadar savurgandır. A. Lous
Müsriflikten kurtulmanın tek çaresi masrafları kısarak kendi kendinize borç vermektir. Socrates
Kendine lüzumlu olmayan şeyleri satın alırsan çok geçmeden muhtaç olduğun lüzumlu şeyleri satarsın.Benjamin Franklin
Onlar sarf ettikleri zaman ne israf ederler ne de cimrilik ikisi arasında orta bir yol tutarlar. Kur’an-ı Kerim
Onlar harcadıkları zaman ne israf ederler ne kısarlar pekguzelsozler.com ikisi arasında orta bir yoldur. Furkan Suresi / 67
Bugünün centilmeni bol parası bulunduğu için paralı her budalanın yaptığını yapar üretmeden tüketir. Bernard Shaw
Ey Ademoğulları her mescit yanında ziynetlerinizi takının. Yiyin için ve israf etmeyin. Çünkü O israf edenleri sevmez. Araf Suresi / 31
İsrafla İlgili Ayet ve Hadisler
“Yiyiniz içiniz; fakat israf etmeyiniz! Çünkü Allâh isrâf edenleri sevmez.” (A'râf Suresi 7/31)
Yemek yemekten maksat, zevk ve lezzet alarak nefsin boyunduruğu altına girmek değil, Allâh'a kulluk ve ibâdete güç kazanmak olmalıdır. Yani yemek bizzat gâye değil, hedefe giden yolda bir vâsıta olarak görülmelidir. Yeme ve içmede tehlikeli olan şey, tokluk sebebiyle günâha düşmektir.
Ey îmân edenler! Size verdiğimiz rızıkların temiz olanlarından yiyin! Eğer sâdece Allâh'a kulluk ediyorsanız, O'na şükredin!” (Bakara Suresi 2/172)
Bir Hadis-i Şerif'te ise şöyle buyurulur;
Canının çektiği ve arzu ettiğin her şeyi yemen, şüphesiz israftır!” (İbn-i Mâce, Et‘ime, 51) Peygamberimiz(s.a.v)'ce buyrularak böyle bir hareket, ölçüsüzlük olarak telâkki edilmiştir. Allâh dostlarına göre ise şeriatte doyduktan sonra yemek israf, tarîkatte doyuncaya kadar yemek israf, hakîkatte de Allâh'ın huzûrunda olduğunu unutarak yemek israftır. Âyet-i kerîmede Allâh Teâlâ kâfirlerin yeme konusundaki tavrını, bir teşbihle şöyle anlatmaktadır:
“İnkâr edenler, dünyada sâdece zevk u safâ ederler ve hayvanların yediği gibi yerler! Onların varacağı yer cehennemdir.” (Muhammed 47/12)
Kâfirlerin bütün ihtimamları midelerine ve şehvetlerinedir. Âhirete dönüp bakmazlar bile. Dünyaya harîstirler ve âkibetten gâfildirler. Dolayısıyla mü'min, onlardan farklı olarak yeme içmede ölçülü olmalı, dünyaya ve nimetlerine karşı ihtiyaç nispetinde rağbet etmelidir. Zîrâ bir diğer hadîs-i şerîfte:
Bir keresinde, çokça yiyen bir adam geğirmeye başlayınca, Efendimiz adamcağızı:
“Geğirmeyi bırak. Çünkü dünyada çok doyanlar, kıyamet gününde en uzun müddetle aç kalacak olanlardır. ”
diye uyarmıştır. (Tirmizî, Kıyâmet, 37)
Yine bir ayette; Akrabaya, yoksula ve yolda kalmışa hakkını ver. Bununla beraber malını saçıp savurma. (İsra Suresi -26)
Mevlânâ hazretleri yeme içme ile insan mâneviyatı arasındaki alâkayı şöyle dile getirir:
"Kene gibi pis bir deriye konup şişeceğine, kuşlar gibi yarı aç ol ki fezâlarda dolaşasın.”
Asrın alimi Bediüzzaman Said Nursi ise şöyle belirtmiştir;
"Hâlık-ı Rahîm, nev-i beşere(insanoğluna) verdiği nimetlerin mukabilinde şükür istiyor. İsraf ise şükre zıttır, nimete karşı hasâretli bir istihfaftır. İktisat ise, nimete karşı ticaretli bir ihtiramdır."
29 Mart 2019 Cuma
İsrafı Önlemek İçin Öneriler
1. İhtiyacınızdan fazla ekmek almayın. Uzun
süreli ekmek depolamak istiyorsanız buzdolabı ve derin dondurucunuzu
kullanabilirsiniz.
2. Bayat ekmekler (küflenmeden) ekmek
tatlısı yapılabilir ya da ufalanarak buzlukta saklanabilir ve galeta unu yerine
kullanılabilir.
3. Özellikle uzun sürede pişen yemekler
için düdüklü tencere kullanılabilir. Bu, doğalgaz israfını önler aynı zamanda
size zaman kazandırır ve yiyeceklerin besin değeri korunur.
4. Ocakta büyük bir ateşin üzerine küçük
bir tencere koymak yanlıştır. Bu şekilde tencereyle birlikte ortamı da ısıtmış
olursunuz. Ateşin büyüklüğüne göre tencere seçilmeli ve tencere tabanı ısıyı
eşit yayabilecek düz bir taban olmalıdır.
5. Dondurulmuş gıdalar önceden çözdürülürse
yemeğin pişme süresi kısalır.
6. Sebze ve meyveleri ihtiyacınız olduğu
kadar taneyle market reyonlarından alabilirsiniz. Böylece her seferinde
beklememiş, taze ürünler tüketebilirsiniz.
7. Konserve, dondurulmuş gıda, yoğurt,
peynir, şarküteri ürünleri, et gibi çabuk bozulabilecek gıdaları ihtiyaç olduğu
kadar ve küçük gramajlı paketler halide satın alabilirsiniz.
8. Sebzeleri ve meyveleri yıkadıktan sonra
buzdolabında saklayacaksanız, kurulayarak kapalı bir kaba ya da buzdolabı
poşetine koyun. Islak bırakıldıklarında kapta ve poşete biriken su yiyecekleri
çürütür.
9. Haftalık olarak sebze alışverişi
yapanlar; mantar, kabak, patlıcan ve ıspanakları buzdolabında saklarken kese
kağıdına koyduklarında sebzelerinin uzun süre taze kalmalarını sağlayabilir.
10. Buzdolabında en çok çöpe giden besinlerden
biri de yeşilliklerdir. Maydanoz, marul ve taze soğanları yıkayıp kuruttuktan
sonra vakumlu kap ya da havası alınabilen buzdolabı poşetlerinde uzun süre
saklayabilirsiniz.
11. Market alışverişi sonrasında aynı
üründen bir tane daha aldığınızı fark ederseniz, yeni aldığınız ürünü dolabın
arka tarafına, eski ürünü rafın ön tarafına yerleştirin. Aksi takdirde yeni
ürün bitene kadar, dolaptaki eski ürün bozularak çöp olabilir.
12. Çiğ sebze ve meyve atıkları ile organik
gübre yapabilir ve bahçenizdeki bitkileri kendi yaptığınız gübre ile
besleyebilirsiniz.
13. Sebzelerin sapları ve kabuklarından
yemeklerde kullanabileceğiniz sebze suları hazırlayabilirsiniz.
14. Yemek servisinde büyük porsiyonlar
yerine küçük porsiyonlar tercih edilmelidir. Böylece tabakta kalan yemekler çöpe
atılmaktan kurtulur.
15. Kağıt ve plastik atıklar ev atıkları ile
karıştırılmamalı, geri dönüşüm sağlanmalıdır.
16. Bulaşık ve çamaşır makineleri tam
doldurularak çalıştırılmalı, az miktarda çamaşır yıkamak için yarım yük ile
çalıştırılabilen makineler tercih edilmelidir.
17. Enerji tasarrufu için beyaz eşyalarda
A+, A++, A+++ enerji sınıflarındaki eşyalar kullanılmalıdır.
18. Odadan çıkarken lamba kapatılmalı,
gereksiz aydınlatma yapılmamalıdır.
19. Aydınlatmada enerji tasarruflu lambalar
kullanılmalıdır.
20. Televizyonlar sadece kumandadan
kapatıldığında standby modundayken elektrik harcaması yapar. Fişi çektiğinizde
ay sonunda elektrik faturanızdaki azalmayı görebilirsiniz.
21. Küçük ev aletleri ile işiniz bittikten
sonra fişlerini çekmek enerji tasarrufu sağlar.
22. Seyahate çıkarken buzdolabı en düşük
soğutma seviyesine getirilmelidir.
23. Azar azar ütülemek yerine ütülenecek
giysileri biriktirerek ütü yapılmalıdır. Parça parça yapılan ütüde her
seferinde ütünün ısınması beklenir, bu da boşa harcanan zaman ve elektrik
demektir.
24. Fırını önceden ısıtmamak ve yemeğin
pişmesine 5 dakika kala fırını kapatmak elektrik kullanımında tasarruf sağlar.
25. Musluk ve klozet rezervuarlarında su
kaçağı olmadığından emin olunmalıdır.
26. Klozete tuvalet kağıdı, peçete vb.
atılmamalıdır. Bu, fazla su tüketimine sebep olabilir.
27. Sebzeleri akan su altında yıkamaktansa,
sirkeli suda bekletmek daha tasarruflu bir yöntemdir.
28. Daha iyi bir ısınma ve doğalgaz
faturasında tasarruf için pencerelerde çift cam kullanılmalı ve radyatörlerin
önü eşyalar ile kapatılmamalıdır.
29. Kışın yeterince ısınan evde camlar
açılmamalı, ısı ayarı düşürülmelidir.
30. Binada çatı, dış duvar ve pencerelerde
ısı yalıtımı yapılmalıdır.
31. Yalıtımsız binalarda radyatör ısısı,
binanın dış duvarına yansır. Isıyı kaybetmemek için radyatör arkalarına ısı
yalıtım levhası koyabilirsiniz.
32. Buzdolabını ısınan eşyaların yanına ya
da doğrudan güneş ışığı alan bir yere koymayın. Bu, dolabın daha fazla soğutma
yapabilmek için daha fazla enerji harcamasına neden olur.
33. Çamaşır makinesinde 30-40 derece arası
su sıcaklığı idealdir. Bulaşık yıkamada 60 derecenin üzerine çıkılmamalıdır.
34. Evin en sık kullandığınız bölümlerinde
gün ışığından faydalanabilirsiniz. Yemek masasını, sandalyeleri ve çalışma
masasını cama yakın yerleştirmek gibi.
35. Bina içinde hareket sensörlü lambalar
tercih edilerek, ışığın uzun süre yanık kalması önlenebilir.
36. Kağıt tasarrufu için geri dönüşüm tercih
edilmelidir.
37. Evinizde nüfus azsa sebze ve meyvelerin
boyutlarını fazla büyük almayın.
38. Aldığınız file soğanı buzdolabında
saklayarak, daha uzun süre dayanmalarını sağlayabilirsiniz.
39. Sıvı deterjan, yumuşatıcı, yüzey
temizleyici gibi temizlik malzemeleriniz bittiğinde şişeyi biraz su ile
çalkalayarak en az 2 seferlik kullanım elde edebilirsiniz.
40. Çocuğunuza para biriktirmeyi öğretin ve
alışverişe birlikte çıkın. Örnek davranışlar sergilemeniz, tasarruflu
alışverişi ona anlatmanız çocuğunuzun bilinçlenmesini sağlar ve o da gelecek
nesillere sizden öğrendiklerini aktarabilir.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)